CEZANIN ÖZEL İNFAZ USULLERİ
Ceza yargılaması sonucunda suçun işlendiği sübut ederse, işlenen suça göre, adli para cezası ya da hapis cezasına hükmedilir. Hapis cezasının yerine getirilmesi ise infaz aşamasıdır. İnfazı kısaca bu şekilde tanımlayabilsek de tek amacı cezanın yerine getirilmesi değildir. Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanunun 3.maddesi infazın amacını belirtmektedir. Buna göre infazın amacı: “öncelikle genel ve özel önlemeyi sağlamak, bu maksatla hükümlünün yeniden suç işlemesini engelleyici etkenleri güçlendirmek, toplumu suça karşı korumak, hükümlünün; yeniden sosyalleşmesini teşvik etmek, üretken ve kanunlara, nizamlara ve toplumsal kurallara saygılı, sorumluluk taşıyan bir yaşam biçimine uyumunu kolaylaştırmaktır.”
İlk olarak nerede oluşturulduğu tartışmalı olmakla birlikte[1] 16.yüzyılın sonunda doğan hapishaneler ile en çok başvurulan ölüm ve kürek cezasının yanı sıra hürriyeti kısıtlayıcı cezalar ön plana çıkmaya başlamıştır. Amsterdam’da 1595 yılında ortaya çıkan ve hükümlünün ıslahı ve yeniden topluma kazandırılmasının amaçlandığı bu hapishanelerden yaklaşık dört yüz yıl sonra ortaya çıkan ceza infaz kurumları ile hükümlü haklarında asgari muamele konuşulmaya başlanacaktır. [2] Nihayetinde, modern infaz hukuku sistemi ceza hukukunun ödetme amacından ziyade tekrar suç işlenmesini önleme ve suç işleyen kişiyi topluma kazandırma amaçlarıyla ön plana çıkmaktadır. [3] Bu çerçevede hapis cezasının tek başına infazın bu amaçlarını gerçekleştirememesiyle cezaların infazında farklı alternatif arayışlarına gidilmiştir.
HAPİS CEZASININ ÖZEL İNFAZI USULLERİ
Hapishanelerin doluluk oranının fazla olması nedeniyle, özel infaz usulleri ile hem kapasite sorunundan hem devlete yüklenen maliyet sorunundan bir miktar kurtarılabilmesi, hükümlünün kısa hapis cezası içerisinde yeterli bir iyileştirme ya da eğitim programına tabi tutulamamasının karşısında özel infaz usulleri ile ev ve iş faaliyetlerine devam edebilmesi sayesinde topluma geri kazandırılmasının kolaylaştırması nedeniyle kısa hapis cezalarında özel infaz usullerine başvurulabilmektedir. Özel infaz usullerine gerekçe olarak sayılan bu hallerde kadınlara vurgu yapılmakta, kadınlar için özellikle ev işlerinin ve çocuk bakımın devamlılığının sağlanmasının amaçlandığı belirtilmektedir.[4] Denetimli serbestlik kurumunun ortaya çıkmasından sonra ise özel infaz usullerinin uygulanabileceği alan sınırlanmıştır. Bu gelişme sonrasında yaşlı ve ev hanımı olan mahkumlardan cezanın özel infaz usullerinden olan konutta infaz için talepler gelmekteyse de diğer özel infaz usullerin uygulanmasına hemen hemen rastlanılmamaktadır.[5]
Özel infaz usulleri 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 110.maddesinde öngörülmüş ve ilgili yönetmeliklerde uygulanma şekli düzenlenmiştir. CGTİHK m.110 hükmü şu şekildedir:
“1)İnfaz hâkimi, hükümlünün talebi üzerine kasten işlenen suçlarda toplam bir yıl altı ay, taksirle öldürme suçu hariç olmak üzere taksirle işlenen suçlarda ise toplam üç yıl veya daha az süreli hapis cezasının; a)Her hafta Cuma günleri saat 19.00’da girmek ve Pazar günleri aynı saatte çıkmak suretiyle hafta sonları, b)Hafta sonları hariç, her gün saat 19.00’da girmek ve ertesi gün saat 07.00’de çıkmak suretiyle geceleri, Ceza infaz kurumlarında çektirilmesine karar verebilir.
(2) Mahkûmiyete konu suç nedeniyle doğmuş zararın aynen iade, suçtan önceki hâle getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesine dair hukukî sorumlulukları saklı kalmak üzere; a) Kadın, çocuk veya altmış beş yaşını bitirmiş kişilerin mahkûm oldukları toplam bir yıl, b)Yetmiş yaşını bitirmiş kişilerin mahkûm oldukları toplam iki yıl, c)Yetmiş beş yaşını bitirmiş kişilerin mahkûm oldukları toplam dört yıl, veya daha az süreli hapis cezasının konutunda çektirilmesine infaz hâkimi tarafından karar verilebilir.
(3)Toplam beş yıl veya daha az süreli hapis cezasına mahkûm olan veya adli para cezası infaz sürecinde hapis cezasına çevrilen hükümlülerden 16ncı maddenin üçüncü fıkrasında belirlenen usule göre maruz kaldığı ağır bir hastalık veya engellilik nedeniyle ceza infaz kurumu koşullarında hayatını yalnız idame ettiremeyeceği tespit edilenlerin cezasının konutunda çektirilmesine infaz hâkimi tarafından karar verilebilir.
(4)Doğurduğu tarihten itibaren altı ay geçen ve toplam üç yıl veya daha az süreli hapis cezasına mahkûm olan ya da adli para cezası infaz sürecinde hapis cezasına çevrilen hükümlü kadınların cezasının konutunda çektirilmesine infaz hâkimi tarafından karar verilebilir. Bu fıkra uyarınca talepte bulunulabilmesi için kadının doğurduğu tarihten itibaren bir yıl altı ay geçmemiş olması gerekir. Konutta infaza karar verdikten sonra çocuk ölmüş veya anasından başka birine verilmiş olursa infaz hâkimi konutta infaz uygulamasına ilişkin kararını kaldırır.
(5)Cezanın özel infaz usulüne göre çektirilmesine karar verilenler hakkında tabi oldukları infaz rejimine göre koşullu salıverilme hükümleri uygulanır. Ancak, 105/A maddesi hükümleri uygulanmaz.
(6)Cezanın özel infaz usulüne göre çektirilmesi kararı, infaza başlandıktan sonra da verilebilir.
(7) İnfaz hâkimi talep üzerine, cezanın özel infaz usulüne göre çektirilmesi sırasında bu usulün uygulanmasına son verebilir. Özel infaz usulünün gereklerine geçerli bir mazeret olmaksızın uyulmaması hâlinde ise bu usulün uygulanmasına son verilir ve bu hâlde infaza açık ceza infaz kurumunda devam edilir. Özel infaz usulüne göre geçirilen süre, infaz aşamasında mahsup edilir. Bu fıkranın uygulandığı hâllerde 105/A maddesi hükümleri uygulanmaz.”
Cezanın özel infaz usullerinden birine karar verilmesi için hapis cezasının kesinleşmesi şart olmasına rağmen infaza başlanılmış olması aranmaz. İnfaz hakimliğince cezanın özel infazına ilişkin verilen kararlara itiraz mümkünse de bu itiraz CMK m.269 hükmü uyarınca infazın geri bırakılmasına karar verilmedikçe kararın uygulanmasını durduramaz. [6] Ayrıca, cezanın özel infazı usullerinden herhangi birisine hükmedildikten sonra, hükümlünün gerekçeli talebi ve hakimin takdiriyle başka bir usule karar verilmesi ve o şekilde infaza devam edilmesi mümkündür.[7]
Tazyik hapsi cezalarında özel infaz usulleri uygulanmamaktadır.[8] 2014 yılında CGTİHK m 106/3 hükmünde yapılan değişiklik ile adli para cezasının ödenmemesi sonucu hapis cezasına çevrilmesi halinde bu cezanın kamuya yararlı işlerde çalıştırmak şeklinde infazı düzenlenmiş ve böylelikle bu alanda da cezanın özel infaz usullerinin uygulanması olanağı kalmamıştır.[9]
1.HAPİS CEZASININ HAFTA SONU CEZA İNFAZ KURUMUNDA İNFAZI
CGTİHK m.110 uyarınca kasten işlenen suçlarda toplam bir yıl altı ay, taksirle öldürme suçu hariç olmak üzere taksirle işlenen suçlarda ise toplam üç yıl veya daha az süreli hapis cezasının kesinleşmiş olması şartıyla, hükümlünün talebi üzerine infaz hakimi tarafından hapis cezasının her hafta Cuma günü saat 19.00 ile Pazar 19.00 arasında infazına karar verebilir. Bu kararın verilmesinde sonra hükümlü diğer hükümlülerden farklı bir yerde tutulacaktır. [10] Geçerli bir mazereti olmaksızın bu infaz usulünün gerektirdiği şartlara uymayan hükümlünün cezasının infazına açık ceza infaz kurumunda devam edilir. Özel infaz usulüne göre geçirilen süre, infaz aşamasında mahsup edilir.
2.HAPİS CEZASININ GECELERİ CEZA İNFAZ KURUMUNDA İNFAZI
CGTİHK m.110 uyarınca kasten işlenen suçlarda toplam bir yıl altı ay, taksirle öldürme suçu hariç olmak üzere taksirle işlenen suçlarda ise toplam üç yıl veya daha az süreli hapis cezasının kesinleşmiş olması şartıyla, hükümlünün talebi üzerine infaz hakimi tarafından hapis cezasının, hafta sonları hariç olmak üzere, her gün saat 19.00’dan bir sonraki gün saat 07.00’a kadar ceza infaz kurumunda infaz ettirilmesine karar verilebilir. Bu kararın verilmesinde sonra hükümlü diğer hükümlülerden farklı bir yerde tutulacak. [11] Geçerli bir mazereti olmaksızın bu infaz usulünün gerektirdiği şartlara uymayan hükümlünün cezasının infazına açık ceza infaz kurumunda devam edilir. Özel infaz usulüne göre geçirilen süre, infaz aşamasında mahsup edilir. [12]
CGTİHK m. 110/1’de düzenlenen hapis cezasının hafta sonları veya geceleri infazı usulleri, aynı kanunun 9.fıkrası uyarınca, “a)Terör suçları ile örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçlarından ya da örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlardan mahkûm olanlar, b)Cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlardan mahkûm olanlar, c)Adlî para cezası infaz sürecinde hapis cezasına çevrilenler, d)Koşullu salıverilme kararının geri alınması nedeniyle cezası aynen infaz edilenler, hakkında uygulanmaz.”.
Hapis cezasının geceleri veya hafta sonu infaz edilmesi halinde, hükümlünün kendisi kanunda belirtilen saatlerde infaz kurumuna gelmek zorundadır. Hükümlüye, dışarıda olduğu süre zarfında infaz koruma memuru nezaret etmeyecektir.[13]
Son olarak, Hükümlünün birden fazla suçtan hapis cezası alması halinde, verilen cezalardan birinin özel infaz usulüyle çektirilmesine karar verilip diğerlerinde böyle bir karar verilmemişse cezaların içtiması mümkün olmayacak, öncelikle ceza infaz kurumunda çektirilecek cezaya öncelik verilerek sıraya konulacaktır.[14] Kanundaki şartlara uygun olmakla birlikte bu infaz usulünden yararlanılabilmesi için birden fazla verilen cezanın içtiması sonucu kasıtlı ve taksirli suçlar için öngörülen üst sınırının aşılmamış olması gerekir.[15] Aşılmadığı takdirde birden fazla suç olması bu infaz usullerinin uygulanmasına engel olmayacaktır. Verilen cezaların toplanarak bu usullerinin uygulanıp uygulanamayacağının tespitinin gerekliliği kanunun lafzında “kasten işlenen suçlarda toplam bir yıl altı ay, taksirle öldürme suçu hariç olmak üzere taksirle işlenen suçlarda ise toplam üç yıl veya daha az süreli hapis cezasının...” demek suretiyle toplama vurgu yapılmasından kaynaklanmaktadır.[16]
3. HAPİS CEZASININ KONUTTA İNFAZI
CGTİHK m.110/2, hapis cezasının konutta infazını üç farklı sınıfta düzenlemiş ve ilk sınıfı da belirli kriterlere göre üçe ayırmıştır. İlk olarak kesinleşmiş olması şartıyla ve hükümlünün talebiyle, kadın, çocuk veya altmış beş yaşını bitirmiş kişilerin mahkûm oldukları toplam bir yıl veya daha az süreli hapis cezalarının konutta çektirilebileceği belirtilmiştir. Sonrasında kesinleşmiş olması şartıyla ve hükümlünün talebiyle yetmiş yaşını bitirmiş kişilerin mahkûm oldukları toplam iki yıl veya daha az süreli hapis cezalarının, son olarak ise yetmiş beş yaşını bitirmiş kişilerin mahkûm oldukları toplam dört yıl, veya daha az süreli hapis cezasının konutta çektirilmesine karar verilebileceği düzenlenmiştir. Görüldüğü üzere kadın ve çocuklar için spesifik bir yaş aralığı belirlenmeksizin bir yıldan daha az süreli hapis cezalarında konutta infaz seçeneğinin mevcut olmasına karşın erkekler bakımından en azından 65 yaş şartı aranmıştır. [17]
CGTİHK m. 110/2’de düzenlenen hapis cezasının konutta infazı usulleri, aynı kanunun 9.fıkrası uyarınca, “a)Terör suçları ile örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçlarından ya da örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlardan mahkûm olanlar, b)Cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlardan mahkûm olanlar, c)Adlî para cezası infaz sürecinde hapis cezasına çevrilenler, d)Koşullu salıverilme kararının geri alınması nedeniyle cezası aynen infaz edilenler, hakkında uygulanmaz.”.
İkinci olarak, CGTİHK m.110/3 hükmü uyarınca belirli bir yaş sınırı belirtilmeksizin hakkında beş yıl veya daha az süreli hapis cezası kesinleşen veya adli para cezası infaz sürecinde hapis cezasına çevrilen hükümlülerden Adlî Tıp Kurumunca düzenlenen ya da Adalet Bakanlığınca belirlenen tam teşekküllü hastanelerin sağlık kurullarınca düzenlenip Adlî Tıp Kurumunca onaylanan raporda belirtilmesi üzerine, maruz kaldığı ağır bir hastalık veya engellilik nedeniyle ceza infaz kurumu koşullarında hayatını yalnız idame ettiremeyeceği tespit edilenlerin cezasının konutunda çektirilmesine karar verilebilmektedir.
Üçüncü ve son olarak, aynı maddenin 4.fıkrası uyarınca, doğum yapan kadınların doğurdukları tarihten itibaren altı ay geçmesi ancak bir buçuk yıl geçmeden önce başvurmaları ve haklarında toplam üç yıl veya daha az süreli hapis cezasının kesinleşmiş olması ya da adli para cezası infaz sürecinde hapis cezasına çevrilmesi şartıyla cezalarının konutunda çektirilmesine karar verilebilir. Ancak maddenin devamında, cezanın konutta infaz usulüyle çektirilmesi kararından sonra çocuğun ölmesi veya anasından başka birine verilmiş olması halinde bu kararın kaldırılacağı öngörülmüştür. Üç ay aralıklarla kolluk tarafından yapılan çocuğun yaşadığına veya başkasına verildiğine ilişkin araştırmanın sonucuna göre konutta infazın devamına ya da kaldırılmasına yönelik infaz hakimine talepte bulunulmalıdır.[18]
Konutta infaz usulünde genel olarak takip elektronik kelepçe marifetiyle yapılmaktadır.[19] Geçerli bir mazereti olmaksızın bu infaz usulünün gerektirdiği şartlara uymayan hükümlünün cezasının infazına açık ceza infaz kurumunda devam edilir. Hükümlünün haklı bir mazereti olmadan izinsiz bir şekilde 24 saati aşkın süreyle konutu terk etmesi, izin almışsa izin süresinin bitmesine rağmen bu süre zarfında konuta dönmemesi halinde dosyası infaz hakimliğine intikal ettirilir.[20] Bu şartlara uyulmaması, özel infaz usulü uygulamasına son verilmesi için yeterli görülmüştür, infaz hakiminin bu konuda bir takdir yetkisi bulunmamaktadır. [21]Özel infaz usulüne göre geçirilen süre, infaz aşamasında mahsup edilir.[22]
Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliği m. 75/2’ye göre konutta infaz deyimindeki “konut”, hükümlünün kiralamış ya da kendi mülkü olması fark etmeksizin infaz için mahkemeye bildirdiği veya mahkemenin kararında gösterilen, kendi başına veya ailesiyle birlikte yaşadığı yer ve eklentileridir.[23] Anlaşılacağı üzere, konut olarak kabul edilecek yer hükümlünün resmi ikametgahı ile sınırlı değildir.[24]
Son olarak belirtilmelidir ki kanunun lafzına göre, hükümlünün konutta infaza yönelik talepte bulunması ve tüm şartları taşıması halinde dahi hakim hükümlünün özelliklerini dikkate alarak bu talebi reddedebilecektir. Benzer şekilde, hükümlü özel infaz usulünün uygulanmasına son verilmesini talep ettiği halde de infaz hakiminin bu konuda takdir yetkisi söz konusu olacaktır.[25]
Diğer özel infaz usullerinin aksine, yargıtay önüne gelen bir dosyada hükümlünün birden fazla suçtan ceza alması halinde içtiması yapılmaksızın her birinin kanundaki şartlar kapsamında konutta infazına karar verilebileceğine hükmetmiştir.[26]
SONUÇ
Cezanın özel infazı usulleri CGTİHK m.110’da hapis cezasının geceleri, hafta sonu infazı ile konutta infaz usulü olarak öngörülmüş, bu usullerin her biri belirli kriterlere tabi tutulmuştur. İlk ikisi bakımından hapis cezasının üst sınırı öngörülmüşken konutta infaz bakımından üç ayrı düzenleme getirilmiş, sağlık problemleri olan, doğum yapan ve belirli yaşların üzerinde olan hükümlüler bakımından yine kanunda ayrı ayrı belirlenen hapis cezalarının üst sınırlarına tabi olarak düzenlemeye gidilmiştir. Bu cezanın özel infazı usullerinin, hapishanelerin mevcudiyetinin azaltılması, ev işleri, çocuk bakımının aksamasının önlenmesi, cezaevinde yaşamayı zorlaştıracak ya da engelleyecek sağlık problemleri bulunanların ya da yaşlıların cezalarının durumlarının göz önüne alınarak infazının gerçekleştirilmesi, hükümlünün iş hayatına devam edebilmesinin sağlanması gibi amaçları bulunmaktadır. Bu haliyle cezaevinde infaza göre hükümlünün lehine bir düzenlemedir ancak bu düzenlemede bazı sorunlar da mevcuttur.
Öncelikli olarak, cezanın özel infaz usulleri cezaevlerindeki kalabalıklık sorununa kalıcı bir çözüm sunmamaktadır. Mevcudiyetteki bu yoğunluk hükümlülerin temel hak ve özgürlüklerinin korunmasına, hükümlülerin topluma yeniden kazandırılabilmesine ve ceza verilmesindeki önleyicilik amacının gerçekleşmesine büyük bir engeldir. Yukarıda da belirttiğimiz üzere cezaevlerinde kalmak kişileri suç işlemeye itmektedir. Bu nedenle, cezanın özel infaz usullerinin daha etkin bir şekilde uygulanmasının sağlanması ve Tokyo kurallarında da belirtildiği üzere hapis cezasına alternatif olan cezalara daha fazla yer verilmesi yerinde olacaktır.
İkinci olarak, cezanın özel infaz usullerinin uygulanması infazın önleyicilik amacı için tek başına yeterli olmadığından, Hollanda’daki sisteme benzer bir şekilde haftalık belirli saatlerde düzenlenecek ıslah programları oluşturulmalı, rehabilitasyon sürecine önem verilmelidir.
Tüm bu sayılanlarla birlikte, kanuni düzenlemelerin etkisiz olmaması adına akademisyenlerin, infaz hakimlerinin, sivil toplum örgütlerinin ve en önemlisi de hükümlülerin fikir ve önerileri alınmalıdır. Yapılacak değişikliklerde, ihtiyaçların ve taleplerin uluslararası hukuk ve diğer ülke mevzuatları da göz önünde bulundurularak değerlendirilmesi gerekmektedir.
Av.Reyhan Ebrar OÇAKTAN
Dipnotlar
[1] 1595 yılında Amsterdam’da kurulanın ilk olduğunu iddia edenlerin yanı sıra, İtalya veya İngiltere’nin ilk olduğunu ileri sürenler de mevcuttur. Bknz: Mehmet Emin Artuk/Mehmet Emin Alşahin, “Hapis Cezalarının ve Cezaevlerinin Tarihi Gelişimi”, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Araştırmaları Dergisi, C.21, S.2, 2016, ss.297-338, s.153.
[2] Özbek, s.36.
[3] Veli Özer Özbek, “İnfaz Hukuku”, 11.Baskı, Ankara, Seçkin Yayınları, 2023, s.43.
[4] Oktay Erdoğan, “İnfaz Hukuku”, 3.bası, Ankara, Adalet Yayınevi, 2022, s.349.
[5] Abdulkadir Akın, “İnfaz Hukuku”, 3.baskı, Ankara, Seçkin Yayıncılık, 2016, s.212.
[6]Akın, s.213.
[7] Erdoğan, s.353.
[8] Erdoğan, s.352.
[9] Akın, s.214.
[10] Haluk Çolak/Uğurtan Altun, “Kısa Süreli Hapis Cezaları, Seçenekli Yaptırımlar Ve İnfaz Rejimleri”, TBB Dergisi, Sayı 67, 2006, ss. 163-229, s.221; Akın, s.214-215.
[11] Çolak/Altun, s.221.
[12] Akın, s.215.
[13] Erdoğan, s.355.
[14] Akın, s.213-214.
[15] İzzet Özgenç/Cumhur Şahin, “İnfaz Hukuku”, 5.bası, Ankara, Seçkin Yayınları, 2022, s.70.
[16] Muhammed Demirel, “Özel İnfaz Usulleri”, 15. Türk Ceza Hukuku Günleri Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Tebliğler, 31 Mayıs –1 Haziran 2020, ss.183-210, s.188 chrome-extension://gphandlahdpffmccakmbngmbjnjiiahp/https://cdn.istanbul.edu.tr/FileHandler2.ashx?f=15.-tchg-teblig%CC%86ler-.pdf
[17] Akın, s.215.
[18] Feridun Yetgin, “İnfaz Hukuku”, 4.Baskı, Ankara, Adalet Yayınevi, 2021, s.354.
[19] Erdoğan, s.356.
[20] Yetgin, s.357.
[21] Yetgin, s.355.
[22] Akın, s.215.
[23] Duygu Çağlar Doğan, “Hapis Cezasına Ve İnfazına Seçenek Kurumlar”, Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Hukuku Anabilim Dalı, Ankara 2020, s.267, dpn. 707.
[24] Özgenç, s.70.
[25] Yetgin, s.355.
[26] “Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 03/06/2014 tarihli ve 2014/7592 esas, 2014/13644 sayılı ilamında belirtildiği üzere, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 99/1. maddesine göre, “Bir kişi hakkında hükmolunan her bir ceza diğerinden bağımsızdır, varlıklarını ayrı ayrı korurlar.” ve aynı Kanun’un 110/2-c. maddesindeki “Yetmişbeş yaşım bitirmiş kişilerin mahkûm oldukları üç yıl veya daha az süreli hapis cezasının konutunda çektirilmesine hükmü veren mahkemece veya hükümlü başka bir yerde bulunuyorsa o yerde bulunan aynı derecedeki mahkemece karar verilebilir.” şeklindeki düzenlemelerine göre, kayden 1930 doğumlu ve yetmişbeş yaşını bitirmiş olan hükümlünün birbirinden bağımsız olan üç yıl veya daha az süreli hapis cezalarının konutunda çektirilmesine karar verilebileceği ve düzenlemelerin hükümlü lehine olduğu gözetilmeksizin itirazın reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmemiş…(bozulmasına)”. Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2016/18844 E., 2017/144 K.
KAYNAKÇA
Akın, Abdulkadir, “İnfaz Hukuku”, 3.baskı, Ankara, Seçkin Yayıncılık, 2016.
Artuk, Mehmet Emin /Alşahin, Mehmet Emin, “Hapis Cezalarının ve Cezaevlerinin Tarihi Gelişimi”, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Araştırmaları Dergisi, C.21, S.2, 2016, ss.297-338.
Çolak, Haluk / Altun, Uğurtan, “Kısa Süreli Hapis Cezaları, Seçenekli Yaptırımlar Ve İnfaz Rejimleri”, TBB Dergisi, Sayı 67, 2006, ss. 163-229.
Doğan, Duygu Çağlar, “Hapis Cezasına Ve İnfazına Seçenek Kurumlar”, Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Hukuku Anabilim Dalı, Ankara 2020.
Erdoğan, Oktay, “İnfaz Hukuku”, 3.bası, Ankara, Adalet Yayınevi, 2022, s.349.
Özbek, Veli Özer “İnfaz Hukuku”, 11.Baskı, Ankara, Seçkin Yayınları, 2023.
Özgenç, İzzet/Şahin, Cumhur, “İnfaz Hukuku”, 5.bası, Ankara, Seçkin Yayınları, 2022.
Yetgin, Feridun, “İnfaz Hukuku”, 4.Baskı, Ankara, Adalet Yayınevi, 2021.
ÇEVRİM İÇİ KAYNAKLAR
Demirel, Muhammed, “Özel İnfaz Usulleri”, 15. Türk Ceza Hukuku Günleri Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Tebliğler, 31 Mayıs –1 Haziran 2020, ss.183-210, s.188 chrome-extension://gphandlahdpffmccakmbngmbjnjiiahp/https://cdn.istanbul.edu.tr/FileHandler2.ashx?f=15.-tchg-teblig%CC%86ler-.pdf
Hapis Dışı Önlemlerle İlgili Birleşmiş Milletler Asgari Standart Kuralları: chrome-extension://gphandlahdpffmccakmbngmbjnjiiahp/https://cte.adalet.gov.tr/Resimler/Dokuman/198201915564914.pdf
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2016/18844 E., 2017/144 K.